İstanbul’da lösemiyi yenen kebap ustası Hasan Güleç’in yanlış reçete edilen ilaç ile hayatını kaybettiği sav edildi. Mahallî mahkeme Güleç’in ailesine rekor bir tazminat ödenmesine hükmetti. Lakin karar üst mahkemede bozuldu.
Halk TV’den Seyhan Avşar’ın haberine nazaran, Güleç 52 yaşındaydı. 2015 yılında rahatsızlanan Güleç’e lösemi tanısı konuldu. Güleç kız kardeşinden yapılan kemik iliği nakli ile tekrar hayata tutundu. Hastanedeki tedavisinin akabinde Güleç taburcu edildi. İlaç tedavisine ise ayakta devam edeceği belirtildi. Güleç, tekrar hayatına, işine geri döndü.
İKİ GÜN İÇERİSİNDE HAYATINI YİTİRDİ
14 Mart 2016 tarihinde ise Güleç lösemi tedavisi gördüğü Florence Nightingale Hastanesi’ne gitti. Doktor Güleç’e kullanması için Metotreksat isimli ilacı yazdı. Fakat Güleç’e yazılan ilacın dozu işçi tarafından e-reçete sistemine yanlış girildi. Güleç, ilaç yazıldıktan iki gün sonra ilacı kullanmaya başladı. Teze nazaran haftada bir, toplam 7.5 mg alınması gereken ilacı yanlış yazılan reçete yüzünden Güleç, günde 12.5 mg olarak almaya başladı. Birkaç gün sonra tekrar hastalandı. Yemek yiyememe, halsizlik üzere problemler yaşamaya başladı. Sonrasında ise nefes alıp vermekte zorlanmaya başladı.
Güleç, lösemi tedavisi gördüğü hastanede ağır bakım servisine alındı. İki gün içerisinde ise ömrünü yitirdi. Hasan Güleç’in eşi Melek Güleç, bu kayba ilişkin Sağlık Bakanlığı yetkililerine ulaştı. Elindeki bilgi ve evrakları bakanlık yetkilileriyle paylaştı.
İddiaya nazaran bakanlık işçisi Güleç’e, eşinin vefatına verilen yüksek doz ilacın neden olduğunu söyledi. Melek Güleç daha sonra hastaneye ve eşine ilacı yazan Prof. Dr. M.A.’ya karşı İstanbul 9. Tüketici Mahkemesi’nde 10 bin TL maddi, 500 bin TL manevi tazminat talepli dava açtı. Dava dilekçesinde, Hasan Güleç’in vefatında hastanenin ağır kusuru olduğu öne sürüldü.
İstanbul 9. Tüketici Mahkemesi’nde hastane ismine avukatlar tarafından yapılan savunmalarda ise “Hastanın elinde bulunan ilaç kullanım çizelgesinde, ilacın haftada bir kullanılacağı anlatıldı. Lakin, ilaç e-reçete sistemine girilirken bir bağlantı kopukluğu yaşanmış ve ilaç dozları sehven yanlış reçete edilmiştir. Şayet hasta doktorun tanım ettiği halde ilacı kullanmış olsaydı, ilaçla ilgili istenmeyen komplikasyonlardan kaçınılabilirdi. Vefat nedeni tek bir nedene bağlanamaz” denilerek davanın reddi istendi.
ADLİ TIP KURUMU RAPORUNUN ALINMAMIŞ OLMASI MÜNASEBET GÖSTERİLDİ
Mahkeme ailenin açtığı tazminat davasında karar verdi. Davacı Melek Güleç’e 501 bin 860 bin TL maddi, 100 bin manevi tazminat, Hasan Güleç’in kızı Rabia Güleç’e ise 30 bin 650 TL maddi, 50 bin manevi tazminat davalılar tarafından ödenmesine karar verdi.
Karara davalılar itiraz etti. Belge Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesi’ne gitti. Mahkeme lokal mahkemenin verdiği kararı bozdu. Bozma kararında Adli Tıp Kurumu raporunun alınmamış olması münasebet gösterildi. Evrak yine lokal mahkemeye döndü. Mahkeme bu defa evrakın İsimli Tıp Kurumu’na sevkini sağlanarak; davacıya yapılan süreçlerde tıbbi uygulama yanılgısı olup olmadığının, ayıplı hizmetin olup olmadığının, yapılan sürecin tıp bilimine uygun olup olmadığının, rastgele bir ihmal veya kusur var ise yapılan süreç ile davacının sav etmiş olduğu sıhhat sorunları ortasında illiyet bağının olup olmadığı konularının detaylı olarak incelenmesine karar verdi. Duruşma ise Eylül 2023 tarihinde görülecek.